Karaburun’a yaklaşık 3 km uzaklığındaki köy kadim bir geçmişe sahip.
Bir zamanlar Rum ve Türk vatandaşların barış ve hoşgörü içerisinde yaşadıkları köydeki huzur, mübadeleden sonra yerini umutsuzluğa bırakmış. Bu tarihten sonra Saip Köyü’nün deyim yerindeyse solmaya başlamış.
Bir iskeleye sahip olan köy bir zamanların ticaret merkeziyken azalan nüfustan sonra ticaretteki etkinliğini kaybetmiş.
Bugün Saipliler geçimlerini hayvancılık, tarım ve balıkçılıkla sağlıyor.
Saip Köyü’nün en meşhur şeyi ise kır kahvesi. Saip Kır Kahvesi’nde 40 çeşit reçel, köyde yaşayan kadınların el emeği yöresel lezzetler ve birbirinden nefis Osmanlı şerbetleri sizleri bekliyor. Saip Kır Kahvesi’nin kahvaltısının da dillere destan olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Saip Kır Kahvesi yeme içme dışında kültürel ve sanatsal faaliyetlerin de gerçekleştirildiği bir merkez haline gelmiş. Mekân dönüşümlü olarak sergi salonu ve İngilizce kursuna da ev sahipliği yapıyor.
Saip Köyü’ne ulaşmak İzmir merkezden yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Karaburun’dan 6 dakikalık bir yolculukla da gidebileceğiniz köye Karaburun’dan kalkan minibüsleri kullanarak ulaşım sağlayabilirsiniz.
erleşik hayatın Tunç Çağı öncesine kadar uzandığı köklü ve kadim bir yer Ildır Köyü.
Sit alanı olarak koruma altına alınmış köy içerisinde Erythrai Antik Kenti bulunuyor. Dünyadaki en güzel gün batımının buradan izlenebileceğini iddia ediyoruz.
Platon da bizle aynı fikirde olacak ki binlerce yıl evvel “Dünyada görülebilir en güzel gün batımı Erythrai’dadır.” demiş.
Fakat Ildır Köyü’nü ünlü kılan bu tarihi ve kültürel zenginliği değil. Geçtiğimiz yıllarda çekilen Fatma Gül’ün Suçu Ne? dizisinin Ildır’da çekilmesi köyün bir anda ünlenip ziyaretçi akınına uğramasına sebep olmuş.
Yolunuz Ildır’a düşerse burada tatmanız gereken başlıca yiyecek Ildır Lokması olmalı. Bunun dışında sadece Ildır’da yetişen şıpıldak otunu da mutlaka denemelisiniz.
Çeşme’ye 23 km İzmir merkeze ise 71 km olan Ildır Köyü’ne ulaşmak için özel aracınızla İzmir Çeşme karayolunda Barbaros Köyü sapağına dönerek ulaşabilirsiniz. Öte yandan Çeşme’den de Ildır Köyü’ne minibüs seferleri de mevcut.
Bozdağ’ın eteğinde adeta masallardan kopup gelmiş bir mekan Birgi Köyü. Asırlık ağaçları, taş ve ahşaptan konakları ile yalnızca İzmir’in değil, Türkiye’nin de en güzel köylerinden.
Aydınoğulları Beyliği’nin başkenti olan Birgi döneminin eğitim, ilim ve sanat merkeziymiş. Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanlılar tarafından Birgi’deki birçok tarihi yapı yakılıp talan edilse de geriye kalanlar dahi görenlerde hayranlık oluşturmaya yetiyor.
Bugün SİT alanı olarak koruma altına alınmış olan Birgi Köyü’nde tarihi konaklar, camiler, ağaçlar hala eski zarafetleriyle bin yıllık bir türküyü söylüyor.
Yolunuz buraya düşerse ziyaretinize İmam-ı Birgivi’nin türbesi ile başlayabilirsiniz.
Ardından Birgi’nin en ünlü iki konağı olan Çakırağa ve Sandıkoğlu konaklarına yönünüzü çevirin. Konaklardaki ahşap işlemeciliğine hayran kalacaksınız.
Bunun yanında Ulu Cami de Birgi Köyü’nün mutlaka görülmesi gereken noktalarından.
Bu eşsiz ve yoğun kültür başınızı döndürüp karnınızı acıktırdıysa Ödemiş’in kendine has lezzeti olan töngül pidesini tavsiye edebiliriz.
İzmir’e yaklaşık 1,5 saat Ödemiş’e ise 10 dakikalık bir mesafede bulunan Birgi’ye ulaşmak için Ödemiş’ten kalkan minibüs seferlerinden faydalanabilirsiniz.
“Hayalet Köy” de denilen Lübbey Köyü’ne bu yakıştırmanın nedeni nüfusunun azlığı. Köyde ikamet eden yaklaşık 10 kişi var. Ödemiş’in dağ köylerinden olan bu Türkmen köyüne sizin de tahmin ettiğiniz gibi sonsuz bir sessizlik hâkim.
Son yıllarda köye fotoğraf çekmeye gelen ziyaretçi sayısı köyde yaşayanların sayısını üçe dörde katlamış durumda. Bunun nedeni köydeki el değmemiş tarihi doku ve eski evlerin fotoğrafçılara oldukça estetik pozlar vermesi.
Ödemiş’e 13 km’lik bir mesafede bulunan Lübbey Köyü’ne ulaşım Ödemiş’ten günde 2 kez seferi bulunan minibüslerle sağlanabiliyor.
Üzüm bağları ile ünlü İzmir köyü: Şirince.
İzmir’de gezilecek yerlerin başında gelen ve İzmir’in köyleri arasında en popüler olarak kabul edebileceğimiz Şirince Köyü, aynı zamanda ülkemizin de adını dünyaya duyurmuş en meşhur köyü olabilir.
2012 yılında Mayaların kıyamet kehanetinde kurtulmuş bölge olarak Şirince’nin geçmesi yurt dışından binlerce insanın Şirince’ye akın etmesine sebep oldu.
Şirince esnafının yüzünü güldüren bu olaydan sonra Şirince’ye gelen yabancı turist sayısında gözle görülür bir artış oldu.
Şirince’de deniz yok, lüks bir tatil köyü de değil. Fakat eski Rum evleri, bağları, şarapları ve doğal güzelliği köyü bir cazibe merkezi haline getiriyor.
Bunun yanında Şirince’de Matematik Köyü, Tiyatro Medresesi gibi farklı projeler de yürütülüyor.
Yolunuz buraya düşerse Şirince’nin meyve şaraplarından tadıp en beğendiklerinizi satın alabilirsiniz.
Köyde kalacaksanız, size farklı bir deneyimin kapılarını aralamayı vadeden eski Rum evlerinin restore edilmesiyle oluşmuş butik otelleri tercih edebilirsiniz.
Köyde karnınızı doyurabileceğiniz birçok mekân mevcut. Fakat köyü tüm ayrıntılarıyla görebileceğiniz Hodri Meydan Kulesi civarında yapacağınız mükellef bir kahvaltı her şeye değecek.
Efes Antik Kenti de bulunan Selçuk ilçesi sınırları içerisinde yer alan Şirince’ye ulaşmak için ilçe merkezinden sık sık kalkan minibüsleri kullanabilirsiniz.
Özel aracınızla gidecekseniz İzmir-Aydın yolu üzerinden Selçuk yönüne sapıp tabelaları takip edebilirsiniz.