YUNANİSTAN SEYAHATİMİZ
ETSTUR GEMİYLE YUNAN ADALARI (SANTORİNİ-MYKONOS-PİRE-ATİNA) GEZİMİZ
Bu geziyi, çok sevdiğimiz dostlarımız Prof.Dr.Mehmet Alakavuklar eşi kıymetli kardeşim Esen Alakavuklar'la birlikte yaptık ve çok keyif aldık...
Biz Dostlarımız
Alsancak Limandaki mağazadan çıkıp gemiye gitmek için yola çıkıyoruz. Burada gemi görevlileri içecek ve kek ikramı ile pasaportlarımızı alıp yerine tüm tur boyunca kullanacağımız gemi kartlarımızı veriyor. Bu kartlar adalarda pasaport yerine geçecek, gemide de alışverişlerimizi bununla yapacağız ve aynı zamanda kapımızı açacağız.
Geminin içini merak ediyoruz. Kartlarımızı alıp hemen odamız gidiyoruz. Gemi girişinde kartlar okutuluyor, böylece yoklama yapmaya gerek kalmıyor. Odamız dış kabinde banyolu güzel bir oda.
Kamaradan manzaramız var. Banyo küçük, tek kişi kullanımı için uygun. Ama sorun yok, geminin her yanı bizim, güvertede manzara çok, sadece odaya dinlenmeye geleceğiz.
İzmir'den hareket ediyoruz, körfezi vapurdan izliyoruz.
Oda tertemiz, çarşaflar, banyo, yatak ve dolaplar düzenli ve hijyenik gözüküyor. Odamızı her gün temizleyecek olan görevlinin ismini yazan bir kartımız da var. Her gün içecek sularımız yenileniyor. Şampuanlar duş jelleri oldukça kaliteli gözüküyor.
Gemi içinde yapılan anonslar odamızdaki hoparlörden net olarak duyuluyor. Bu anonslar kaptanın hoşgeldin anonsu, liman bilgilendirme anonsları ve diğer gemi içindeki bilgilendirma anonslarından oluşuyor. Hangi limana geldik, giriş çıkış nereden yapılacak gibi anonslar haricinde freeshop ve gazino açılış anonsları da buradan yapılıyor. Bir hatırlatma; Casino ve Free Shop mağazası limandan demir aldıktan sonra açılıyor, limana giriş yapınca kapanıyor.
Profesyonel kumarbazımız kollu canavarları deniyor
Gemiyi yürüten personel Yunan, işleten personel Türk, show departmanı Ukrayna ve Rusya, hizmetliler ise bir çok farklı ülkeden oluşuyormuş, bu turda uzakdoğulu Malezyalı personel ile tanıştık.
Garsonumuz sevimli bir kız hoşgeldin içki ikramında Dostlarımızla llk akşam yemeğimiz
Akşam yemeğini yine aynı restoranda alıyoruz. Yemeklere giderken şort yerine pantolon tercih etmemiz gerektiği kibar bir şekilde restoran girişlerinde yazıyor. Yemek sonrası bar kısmanda alkollü ve alkolsüz içecekler haricinde sıcak içecekler de mevcut. Yemeklerde ayrıca su için de sebiller ile ücretsiz su içme imkanınız da var.
Seyahat süresince, Rus ve Ukrayna'lı ekiplerin showlarını kaçırmadık, gösterileri hep ön sıralardan fotoğrafladım.
Gösteriler müzik eşliğinde ve de harika kareografi içinde olduğundan salon full doluydu.
İlk durağımız Santoroni Adası...Minnacık adaya her yıl 1 milyon turist geldiği söylendi. Ada oldukça dik yamaşlı bir ada..
Tur gemimiz açıkta demirliyor Adaya transfer için botlara biniyoruz
Ertesi sabah gözümüzü açtığımızda Santorini’deydik. Santorini volkanik bir ada ve üç bin yıl önce çok büyük bir volkanik patlama ile adadaki tüm yaşam son bulmuş. Adanın büyük bir kısmı Ege sularına çökmüş ve ada zamanla şimdiki hilal şeklindeki coğrafi yapısını almış; hilalin ortasında ise kaldera denilen mavi sulara gömülen volkanik alan kalmış. Bir çok mitolojik hikayeye ev sahipliği yapmasının yanında, kayıp Atlantis şehrinin de burada olduğuna inanılırmış. Patlamalar sonucu oluşan dimdik falezler ve mavinin kucaklaşması inanımaz heybetli bir görüntü doğuruyor. Burası gerçekten farklı bir ada. O kadar turistik hale gelmiş ki, artık yetkililer daha fazla turist gelmemesi adına önlem alma noktasına bile gelmişler.
Gemiler çoğunlukla boyutları sebebiyle Santorini’deki bir limana yanaşamıyorlar. O yüzden biz tender boatumuzla ayrıldıktan sonra gemimiz denizde süzülerek bizi bekliyor. Santorini, her birinin arası yaklaşık yarım saat süren 11 köyden oluşuyor.
Ticari yaklaşım harika Santorini'ye ayak basıyoruz
Tekneyle limana yanaştığımızda yaklaşık 300 metrelik dik bir yamaç tam karşımızdaydı. Bu yamacı çıkmanın tek yolu bir araca binmek. Limandan yukarı çıkan servisler de mevcut.
Biz Etstur’un bizi bekliyen otobüsleriyle yukarıya ulaştık
Tur bizi önce Santorini’nin en bilinen fotoğraflarına rastladığımız köyü Fira’ya götürdü. Burada bembeyaz taşlarla kaplı sokaklarda mavi kubbeli ev ve kiliselerin arasından geçerek yürüdük, alışveriş yaptık..
Birbirinin üstüne binen katmanlı yerleşim planı çok ustaca kullanılmış, dik yamaçlarda başka çare de yok
Bütün yapılar beyaza boyanmış kiliselerde aynı şekilde ancak uzaktan da olsa, kilise nerde hemen farkediyorsunuz çünkü kubbesi, maviye boyanmış... Yunanlılar oldukça fanatik, her yerde Yunan Bayrağı var olmasa bile, yapılarda mutlaka beyaz/mavi renkle bayrağın rengini ifade ediyorlar. Ada konut yerleşimi dik yamaçlara kurulmuş, dolayısıyla evlere ulaşım, birbiri üstüne binen katmanlı evlerden oluşuyor ve ulaşım, yılanvari merdivenli yollardan oluşuyor. Alışveriş merkezi ticaret kolaylığı için nerde düzlük var oraya kurulmuş.. Akıllı bir tercih...
Mehmet Bey kardeşimle Santorini hatirası Adada bol bol yürüyoruz arabaları müsaade ettiği ölçüde
Zengin Yunanlılar ATM ile geziyor Hediyelik ne isterseniz var
Kuşbakışı tur gemileri, deniz ve nefis manzara
Turumuz bitti artık dönmemiz gerek...Denizde süzülerek bekleyen gemimize ulaşabilmek için aşağıdaki limana inmemiz gerekiyordu. Limandan yine ufak teknelerle gemiye ulaşacağız. Fira’dan limana iniş için iki yol var. Bir tanesi merdivenler diğeri de teleferik. Merdivenler üzerinde iniş-çıkışı dilerseniz eşek sırtında da yapabiliyorsunuz. Eşekle yapılan bu taşımacılık sebebiyle merdivenler pek temiz değil ve oldukça da kaygan. Duyduğumuza göre, bu eşekle inişi rehberimiz tavsiye etmiyor, ürken eşekle yardan düşüşle ölümlü kazalar olduğunu söyledi..O yüzden en güzeli teleferikle inmek. Çok kalabalık ve uzun bir kuyruk var. Bence bekleyin, yoksa yüzlerce metre aşağıya merdivenlerle inmek zorunda kalabilirsiniz.
Teleferikle aşağıya limana indik Limanda boş zaman alışverişle değerlendiriliyor
Gemiye dönüyor, akşam yemeği için kamaralarımıza geçip hazırlıklarımızı yapıp gemi içi turumuzda canlı müzik dinliyoruz.
Akşam yemeğinde yine sevgili dostlarımızlayız, Filipinli kızımızın özel ilgisiyle (!) neşemiz bir kat daha artıyor.
Santorini'den hareketle gece yarısı, Mykonos'tayız. Gece boyunca, Mykonos'ta kalacağız, yani sabaha kadar dans.
Sabah, tender boat bizi alıp tekrar gemiye götürecek. Bakalım Mykonos nasıl bir yer.
Limandan Mikonos’un kalbine kısa bir yol var. Ancak bu yolda kaldırım yok. Gece gittiğimiz için taksi ve toplu taşıma aracı bulmak da zor. Zaten adada sadece 30 kadar taksi bulunuyor. Bu yüzden Etstur liman ve merkez arasında ring sefer yapan araçlar ayarlamış. Ufak bir ücret karşılığında bu otobüsleri gemiye son biniş saatine kadar kullanabiliyorsunuz.
Gezeceğiniz çoğu Yunan Adası gibi Mikonos’un da dokusu size çok tanıdık gelecek. Yerleşim ve doğa olarak bizim Ege’nin sahil kasabalarına çok benziyorlar.
Akşam yemeğimizi gemide yedikten sonra kendimizi Mikonos sokaklarına attık. Ara sokaklardaki küçük butikler ve deri aksesuar üretip satan atölyeler en çok vakit harcadığımız yerler oldu. Dükkân sahipleri, ürünleri özgün olduğu için başka yerde bulamayacağınızı biliyor ve pazarlığa pek yanaşmıyorlar.
Mykonos'ta gece sabaha kadar sokaklar canlı, eğlence hız kesmeden devam ediyor
Dolanma ve alışveriş faslı bittikten sonra Küçük Venedik’te bulduğumuz küçük bir mekâna oturduk. Küçük Venedik, bir tarafı deniz diğer tarafı da kafelerden oluşan bir sokak. Sokağın kafelerle dolu yamacı, boydan boya oturma yerleriyle döşenmiş. Önlerine serpiştirilmiş küçük masalar ve birer ikişer sandalyelerle sıkışık görünmesine rağmen havadar ve rahat bir yer. Oturduğunuz yerden limanı da görüyorsunuz. Bir yandan Mikonos limanına giriş-çıkış yapan yolcu gemilerini izleyip bir yandan da arkadaşlarınızla sohbet ederek güzel vakit geçirebilirsiniz.
Mykonos'ta çok değerli tablolar satılıyor
Mikonos aynı zamanda plaj partileriyle meşhur. Ancak partiler gece saat 2:00 civarında başlıyor. Bizim seçtiğimiz kısa turda partilere uğramaya zaman kalmıyor, zaten bunu bilerek gelmiştik.
Gemimiz, son durak Atina'ya gitmek üzere yola çıkıyor, ancak, Atina'ya gitmek için Pire Limanına yanaşıyoruz. Bize yapılan uyarı neticesinde, tur otobüsleri ile, gitmek yerine Pire Limanında sıra sıra dizilmiş taksilerle anlaşıyoruz.
Buna göre, mercedes bir taksi ile anlaştık. Mutlaka, pazarlık yapın...Taksicimizle poz verdik, kısa sürede dost olduk.
Pire, Atina’nın limanındaki semt. Başkent yaklaşık 25 km. Taksi ile Atina Merkez 40-50€ civarı tutuyor. Ayrıca limandan 1 km uzaklıkta bulunan tren ile 30 dakika civarında Monastraki meydanında olabilirsiniz. Günlük bilet alarak daha sonra metro ve otobüslere de binebilirsiniz. Gemiden de ekstra turlar ile (kişi başı 51-66€ civarı) Akropol, Plaka, Arkeoloji müzesi ve şehir merkezine gidebilirsiniz.
Biz, taksiyle, 100 € 'ya (o zaman 3,20 TL idi euro) anlaştık, tüm gün, gidiş dönüş Pire-Atina ulaşım, Atina'da gezilecek tüm yerleri gördük... Tarihi, Olimpiyat alanı, Demokrasi Meydanı, Akropol, alışveriş yapacağımız ve yemek yiyeceğimiz lokantası bol olan Plaka'yı detaylarıyla ve alışverişiyle acayip gezdik.
Tarihi alanları gezdik poz verip bolbol fotoğraf çektik, Yunanlı Güvercinleri beslemeyi de ihmal etmedik
Palikarya askerlerin nöbetlerinde artistik yürüyüşlerini resmettik pazarlarda antik giysileri gördük
Plakada İstanbul'dan Atina'ya göçmüş İstanbul'lu Rumun lokantasında yemek yedik. Türkçe sohbet ettik..Uyarı yapalım, porsiyon söylerken; çeşitten bir adet söyleyin, çünkü gelen tabak nereyse tencere gibi... Yemeklerin bazıları Türkçe gibi.. Cacık=Caciki, Biftek=Bifteki, Dolma=Dolmas, Enginar=Anginara, Kalamar=Kalamari kısaca Türkçe kelimelerin sonuna (i) eklerseniz Yunanca kelimeyi söylemiş olursunuz !
Karınlarımız doydu hemen alışverişe başlayalım o zaman....
Bu kadar dolaşmadan sonra, yorgunluğun en iyi giderileceği yer tabii ki, bizde olduğu gibi kahvehaneler
Bundan sonra, gemimize anlaştığımız taksi ile dönüyoruz... Ve, Türkiye'ye İzmir'imize dönüyoruz. Kıymetli dostlarımız, iyiki varsınız, hep beraber anılarımızda taze kalacak güzel bir seyahat yaptık... İnşallah, bir gün başka bir yerlere yine birlikte gitmek üzere, hoş ve hoşçakalın ama mutlaka sevgiyle kalın...
Gezi Değerlendirmesi :
Biz, dostlarımızla birlikte çıktığımız turumuzdan çok memnun kaldık. Bizim için sorun olmadı, Yunanistan'da herkes İngilizce biliyor rahatça anlaştık. Ancak sizler,yurtdışına çıkıp dil ve yemek konusunda problem yaşayanlardansanız bu tur tam size göre. Yemekleri gönül rahatlığıyla gemide yiyebilir, tecrübeli Türk rehberler ile istediğiniz yeri rahatça gezebilirsiniz.
Gemi odaları tertemiz ve kullanışlı. Bütçenize ve tatil anlayışınıza göre bir oda seçerseniz, bir otelde kalmışçasına rahat bir tatil olacak sizin için…
Sabah Kahvaltı 07.00-10.00 , Öğle yemeği 12.00-14.00 Çay Saati 17.00-18.00 Akşam Yemeği 19.00-22.00 ve gece yarısı snack 00.00-01.00 arasında. Aç kalmanız imkansız…
Ayrıca gemide spa, güzellik salonu, sağlık merkezi, Oyun salonu, Kütüphane, Fitness Salonu mevcut. Gazino ve Duty Free mağazası limanlar haricinde açık.
Gemide kalanlar için Sabah sporu, Dart Turnuvası, Mini Golf, Canlı Müzik, Dans Show’ları Fasıl geceleri, sinema gibi etkinlikler de var.
Tüm personel sıcakkanlı, yardımsever. rehberlere kendimiz gezmek istediğimizi söylediğimizde bile yardımcı oluyorlar.
Güvenlik herkes için çok önemli, o yüzden lütfen gemi kurallarına uyun.
Mikonos ve Santorini uaşım ve konaklama bakımından pahalı adalar konumunda, bu tur ile bu iki adayı çok hesaplı bir şekilde görebilir, aynı zamanda plaj ziyaretleri ile deniz kum güneş tatilini her gün başka bir adada geçmek suretiyle rahatça gerçekleştirebilirsiniz. İyi tatiller…